NİÇİN BESMELE ÇEKİYORUZ?
Views: 1350
Ortalama bir Müslümanın hayatında yer alan en önemli dini motiflerden birisi “Bismillahirrahmanirrahim” sözü yani kısaca “Besmele”dir. Sabah yataktan kalkarken ağzımızda olan besmele akşam tekrar yatağımıza yatana kadar defalarca dilimizden dökülmektedir.
Peki, bizler niçin besmele çekmekteyiz?
Diğer somut ve soyut kavramlar gibi dini kavramları da öğrendiğimiz çocukluk döneminde besmele çekmenin gerekliliğini genellikle sofradan doymadan kalktığımızda annemizin uyarısı olarak veya bir işte başarılı olamadığımızda unuttuğumuz bir unsur olarak duyarız.
Bu yüzden besmele çekmeden yemek yediğimizde doymayacağımızı veya yediklerimizden yeterince vitamin, protein vb. alamayacağımızı düşünürüz. Ancak durum böyle olsaydı besmele çekmeyen ihmalkar Müslümanların veya besmele nedir bilmeyen gayri müslimlerin yetersiz beslenme sorunları yaşamaları gerekirdi.
Demek ki besmele yediğimiz gıdaların besin değerlerini arttırmak için çekilmiyor.
Yine besmele özellikle çocuklar için oyunlarda veya maçlarda bizi rakiplerimize karşı üstün kılacak olan başarı sırrıdır. Ancak burada da şöyle bir durumla karşılaşıyoruz: Eğer besmele çekenler oyunlarda veya maçlarda daha başarılı olsalardı uluslararası turnuvalarda bütün kupaları ve madalyaları Müslüman takım ve sporcuların almaları gerekirdi.
Demek ki besmele her attığımız şutun gol olması için çekilmiyor.
Besmele, ilerleyen yaşlarımızda arabaya binerken bizi kazadan koruyacak bir söz olarak söylenmektedir. Ancak ülkelerin trafik kazası istatistiklerine baktığımızda dini inançların kaza oranlarında etkili olmadığını görmekteyiz.
Demek ki besmele arabaya binerken bizi kazadan koruması için çekilmiyor.
Dükkanımızı açarken, tohumu toprağa atarken besmele çekeriz. Çünkü çok paraya ihtiyacımız vardır ve besmele kazancımızı arttıracaktır. Hatta bu işe o kadar kendimizi kaptırırız ki piyango bileti alırken bile besmele çekenlerle karşılaşırız. Ancak ekonomik başarılara baktığımızda bunda da işine besmele ile başlayanların her halükarda kar ettiğine rastlamamaktayız.
Demek ki besmele yaptığımız her ticari faaliyette kar elde etmek için çekilmiyor.
Peki, besmele çekmenin gerçek sebebi bunlar mıdır? Besmele ile umduğumuz bereket; daha fazla protein, daha başarılı müsabakalar, daha güvenli sürüş ve cebimize daha fazla para girmesi demek midir?
Kanaatimizce besmele çekmenin en önemli yönü “zikir”dir ve zikir en önemli ibadettir.[1] Zikir; her meşru işte ve ortamda yüce Rabbimizi aklımızda ve gündemimizde tutmaktır. Bu sayede kul Rabbi ile olan bağını her daim canlı tutar ve yaptığı en sıradan gündelik bir iş bile ibadet halini alır.
Kişi, besmele çekerek yaptığı bir işte dünyevi kazanımlar açısından besmele çekmeyen kişilerden daha üstün olmayabilir. Ama besmele çekmekle o işte başarıya ulaşamasa bile Allah’ı zikretmekle sevap kazandığını bilir. Elde ettiği kazancı helal olduğunu bilerek ailesiyle birlikte ağız tadıyla, gönül huzuruyla harcar.
Başarı ve başarısızlığın Allah’tan olduğunu bilen bir Müslüman sonuca rıza göstermekle kadere imanının gereğini de yerine getirmiş olur. Unutmayın! Bir mümin için sonuç ne olursa olsun kaybetmek yoktur.[2]
Ama biz yine de yaptığımız işte de dünyevi kazanım ve başarıları elde etmek istiyorsak o zaman görevimiz daha yeni başlıyor.
Çünkü besmele sözünü söylemek bir insanın yapması gereken işlerin sadece başlangıç bölümüdür. Kişi Allah’ın adını anarak başladığı işi yine Allah’ın koyduğu kurallara uyarak tamamlarsa başarıyı elde edebilir.
Besmele ile başlanan bir yemek ancak sağlıklı besinler ile bize faydalı olur. (Allah’ın izniyle)
Besmele ile başlanan bir müsabaka o oyunu kazanmak için tüm ön hazırlıklar yapıldığı ve oyun kuralına göre oynandığı takdirde kazanılır. (Allah’ın izniyle)
Besmele ile binilen bir araba trafik kurallarına uyulduğu takdirde kazasız belasız sürülür. (Allah’ın izniyle)
Besmele ile atılan bir tohum verimli bir toprak ve iyi bir bakımla bol ürün verir. (Allah’ın izniyle)
İşlerimize Allah’ın adıyla başlayalım ve Allah’ın adına yaraşır şekilde devam edelim. Gayret bizden başarı Allah’tandır.
[1] Ankebut, 29/45.
[2] Müslim, Zühd, 64, hadis no: 2999
